Çevremizde ne çok insan vardır değil mi? Olur olmaz işlere karışırlar, akıl verirler, ortalığı karıştırıp giderler. Siz siz olun üzerinize vazife olmayan işlere karışmayın. Yoksa başınıza olmadık işler açılabilir. Bırakın her işi bilen yapsın. Yapamıyorsa, bilmiyorsa, yardım istiyorsa; yine biliyorsanız yardım edin, yol gösterin; yoksa yine işi karmaşıklaştırıp yokuşa süreriz. Biliyorsunuz her işin bir bileni, ustası, ehli vardır. Siz de ehil olduğunuz işleri yapın ki karmaşa, keşmekeş olmasın. Yoksa hem siz zarar görürsünüz, hem işiniz bitmez. Oysa işin ehlinin elinde bitmeyen zor sandığımız o iş ne kolaydır.
“Marangozun biri büyük bir kütüğü ortadan ikiye kesiyordu. Bu iş çok zordu. Kendince farklı yöntemleri vardı. Kütük hem uzun, hem de kalındı. Bir ucundan testere ile kesiyor, sonra kestiği yere bir ağaç parçası sıkıştırıyor ki kesilen yerin yarılması kolaylaştığı gibi testeresi de sıkışmıyordu.
Yorulan marangoz biraz dinlenip soluklanmak için çalışmasına ayar verdi. Tam bu sırada bir maymun çıktı ortaya. Meğer uzun zamandır marangozu izliyormuş bu maymun. Geldi testereyi aldı, kütüğü biçmeye devam etti. Bir zaman sonra marangozun kütüğün sıkışmasını engellemek için sıkıştırdığı odun parçasını çıkardı. Çıkarır çıkarmaz kesilen, yarılan kısım hızla birleşti. Kütüğün üzerinde oturan maymunun kuyruğu kütüğün kesilen yerinde sıkışıp kaldı.
Ne yapacağını bilemeyen maymun can havliyle bağırmaya başladı. Bu bağırmalara marangoz kayıtsız kalmadı yerinden kalktı sese doğru yürüdü ki ne görsün? Zavallı maymunun kuyruğu kocaman kütüğün kesilen yerine sıkışmış…
Marangoz maymunun kuyruğunu güç bela sıkışan yerden kurtardı. Ama maymunun canı çok yanmıştı. Marangoz maymunu bir güzel haşladı ama olan olmuştu.”(*)
İşin ehli olmak için insanlar ne zorluklardan, açmazlardan geçiyorlar. Ondan sonra ustalık, ehillik mertebesine ulaşabiliyorlar. Bir marangoz için çivi çakmak ne kadar kolaysa, aynı marangoz için ayakkabı dikmek o kadar zor olabilir. Çünkü ikisi de farklı işler.
Siz hangi işte ehilseniz o işlerle meşgul olun ki başarıya ulaşasınız.
(*) Kelile ve Dinme Beydeba sayfa 46
|